Çocuklar Neden Doğada Olmalı?

Bir çocuk toprağa oturduğunda sessizlik olur. Duyduğu şey sadece rüzgârın sesi değil, içindeki keşif duygusunun fısıltısıdır.

Yıllardır çocuklarla kamp yapan bir eğitimci olarak biliyorum ki doğa, çocuklar için sadece bir oyun alanı değil; büyümenin, özgürleşmenin ve güçlenmenin en saf halidir.

İşte bu yazıda size, çadırların arasında büyüyen o çocukların gözünden neden doğada olmaları gerektiğini anlatmak istiyorum…

🖐️ İlk temas… Toprakla tanıştığı an.

  1. Doğa çocuklara sadece eğlence değil, denge kazandırır.

    Hatırlıyorum, küçük bir kız çocuğuydu… İlk gün hep uzaktan izledi. Ne çadıra yaklaştı, ne oyuna katıldı. Sessizdi. Ama ikinci gün sabah yürüyüşüne çıktığımızda, birden bire yerde duran bir yaprağa eğildi. Yaprağı aldı, çevirdi, kokladı ve bana dönüp şunu sordu: “Bu niye bu kadar güzel kokuyor?”

    İşte o an anladım. Doğa, çocuğun duygularını yavaş yavaş dengeye getiriyor. Kendini ifade edemeyen bir çocuk, bazen sadece bir dal parçasıyla duygusunu anlatabiliyor.

🌿 Doğa kirletmez, özgürleştirir.

  1. Özgürlük alanı: Kendi kararlarını verebilecekleri bir ortam sunar.

    Bir kamp sabahı… Çocuklar kahvaltı sonrası boş zamanlarını değerlendirecek. Biri taş toplamaya karar veriyor, diğeri çadırına kitap okumaya gidiyor, bir grup da ip atlıyor. Hiçbirini “yönlendirmiyoruz.” Sadece alan açıyoruz.

    Çünkü doğada “şunu yap” diyen bir ekran yok. Seçenekler var. Kararlar var. Ve her karar, minik bir özgürlük adımı. Bir çocuk kendi zamanını nasıl geçireceğine karar verebildiği an, iç dünyasında bir şey büyür: güven.

🏕️ Kendi kararlarını verdikleri bir kamp sabahı.

  1. Sosyal beceriler çimenlerin üstünde gelişir.

    Bir öğleden sonra voleybol oynuyorduk. Top yere düştü, bir çocuk sinirlendi, diğeri sessiz kaldı. İçimden geçirdim: “İşte şimdi gerçek öğrenme başlıyor.”

    Çünkü doğada sosyal ilişkiler filtrelenmemiştir. Yanlış anlaşılma olur, barışma olur. İlk adımı atmayı öğrenir, sırayı beklemeyi öğrenir, empatiyi fark etmeden içine alır çocuk. Ve biz yetişkinler sadece şahit oluruz. Çünkü bu beceriler doğanın oyun alanında kendiliğinden doğar.

🤝 Empati ormanda başlar.

  1. Doğada hata yapmak, öğrenmenin en güzel yoludur.

    Bir çocuk kamp ateşine odun atarken elini biraz fazla yaklaştırdı. Hemen çekti. Korktuğunu sandım ama sonra göz göze geldiğimizde yüzünde şu vardı: “Bir daha dikkat ederim.” Bu kadar yalın, bu kadar öğretici…

    Doğada yaptığı küçük bir hata, çocuğun gelişimi için paha biçilemezdir. Çünkü hata, doğada cezayla değil, deneyimle karşılık bulur.

🎨 Hayal kurmak için sadece gökyüzüne bakması yeter.

  1. Hayal gücünün en büyük destekçisi: Açık hava.

    Ve en sevdiğim an… Taş boyama atölyesinden sonra çocukların yaptığı bir sergi vardı. Bir taşın üstüne “burası bir uzaylı kenti” yazmış bir çocuk. Bir diğeri “ailemin evi bu” demiş. Bir diğeri: “Bu taşı doğa bana fısıldadı.”

    Beton bir binada olsa bu sözleri duyamazdım. Ama toprağın üzerinde oturan çocuk, gökyüzüne daha yakın olur. Ve hayalleri büyür, tıpkı kendi gibi.

🌲 Deneme-yanılma doğada bir oyundur.

 

Son Söz:

Doğa bir öğretmen değildir sadece. Aynı zamanda dinleyen bir arkadaş, özgürlük veren bir alan, büyümeye alan tanıyan koca bir kucaktır.

Her çocuk doğada büyümeyi hak eder. Çünkü çimenlere uzanan her minik beden, geleceği biraz daha sevgiyle yeşertir. 🌿

🔥 Kamp ateşi sadece ısıtmaz, yakınlaştırır.