BİZ KİMİZ

KAMP KUŞAĞI NASIL
KURULDU?

Tabiatın Kızı

Çocukluğumdan beri hep doğanın içinde büyüdüm. Bir karıncayı bile inciticem diye yere bakar öyle yürürdüm. Bir ağacın gölgesine oturduğum zaman ağaçla konuşur ağacın nasıl kök saldığını dikkatle izler ve dalların arasından sızan güneşin sıcaklığıyla içim ısınırdı. Kendi ekonomik özgürlüğümü kazandıktan sonra hemen hemen her hafta sonu ve uzun tatillerimde kendimi doğanın içinde bulmaya başladım.

Kamplar, doğa yürüyüşleri, yayla yayla gezmeler, kültür, tarih gezileri daha neler neler..

Bir gün batımında, bir gölün kenarında, bir dağın yamacında, bir şelalenin kıyısında, vadilerde, nehirlerde kamp yaparak yaban hayatın içerisinde oldum hep.

Doğanın bana sunduğu bütün güzellikler benim cennetim oldu kısacası.

Nefes aldığımı hisseder olmuştum.

Kimseye ihtiyacım olmadığını öğretmişti bana doğa.

Yönümü bulmayı, hayvanlar ve bitkilerle dost olmayı, kendi evimi yapmayı, ilk yardımı, acil durumları ve sınırlarımı zorlamayı öğretmişti..

Hayal gücümü, yaratıcılığımı fazlasıyla geliştirmemi sağlamıştı.

Bakmak ile görmek arasındaki farkı anlamıştım.

3000 Rakımda Ayıların bol olduğu bir ormanda, bardaktan boşalırcasına yağmurda , bir adım ötemi göremeyeceğim sisin içinde kaybolmuştum. Likya yolunu yürürken 4 tane köpek saldırısına uğramıştım. Bafa gölünde ıssız bir adada yılanların bol olduğu bir gölde düşme tehlikesi yaşamıştım. Karadeniz’de Kaçkar dağlarının eteklerinde yağan yağmurun altında Ben Özgürüm ! çığlıkları atmıştım. Yine Kaçkar dağlarında yemeğimiz yokken dereden arıttığımız suyla , taş gibi olmuş ekmeği bulamaç çorba yaparken buna da şükür demiştim.  Ölüdeniz’de gökyüzünde bir kuş gibi yamaç paraşütüyle süzülürken Hayat Seni Çok Seviyorum diye bağırmıştım.

 Mardin’de çocuklara gülümsemiştim, gülümsetmiştim.

Dalyan Deltasında bir meteor gecesinde gökyüzünde yıldızlar şölen yaparken kayan yıldızla bu günlerin dileklerini dilemiştim. Ben bunları yaparken insanlar hep bana gülerek,deli bu kız diyerek dalga geçer olmuştu. Ama ben kendi doğrularımdan, yaşama tutkumdan hiç vazgeçmedim. İnsanların benim hayatıma müdahale etmelerine asla izin vermedim.

Kendi yolumu kendim çizdim. Adımın anlamı mutluluk, sonu olmayan, hep kalacak olan.

Sonsuz manzaralara daldığım zaman ,dalan gözlerin arkasında hep umut ve mutluluk vardı.

Ben gittiğimde bile adım kalacaktı, izim duyulacaktı. Birinin hayatına,mutluluğuna,ruhuna,eline,omzuna,yüreğine bazen söz,bazen göz,bazen bir tebessüm çoğu zamanda kalbimle dokunacaktım. Çünkü sevgi kazanacaktı. Bir insanı sevmekle başlayacaktı her şey.

2021 Yaz aylarında ülkemizde gelişen yangın ormanlarında Fethiye-Köyceğiz bölgesinde gönüllü olarak görev aldım. Karış karış her santimetre karesinde anılarımın olduğu yerlerde orman yanarken evlat acısı yaşayan bir annenin acısını yaşar oldum.

Ağaçların hıçkıra hıçkıra ağladığını gördüm. Kurtarın bizi der gibi yalvardıklarını gördüm. Ülkece ağladık, üzüldük ,sinirlendik, sisteme karşı çıktık. O andan kopmak, sıyrılmak istedik. Ama yangın bitişinde bir yere uzanıp kafamızı gökyüzüne çevirip yıldızları izlediğimizde yine umudu gördük.. Ruh hali ne varsa sanırım hepsini yaşadık. Hayat boyu hiç unutamayacağımız iyi ve kötü anılar koyduk heybemize. İyiler olmaya devam etsinde kötüler son bulsun dedik.

Yeniden yeşerteceğiz dedik.

Bir şey yapmalıydım.3 tarafı denizlerle çevrili ,dünyanın en güzel coğrafi konumuna sahip,4 mevsimi yaşayan doğal güzellikleriyle insanı büyüleyen bu cennet ülkem yok olmamalıydı.

Gelecek kuşaklara bilinçli, doğayı koruyan, doğada nasıl yaşaması gerektiğini bilen çocuklar yetiştirmeliydim. Ne biliyorsam öğretmeliydim. Bir çocuğu bile değiştirsem bu benim çok büyük tutkuya dönüşecekti.

2019 yılında kamp etkinlikleri düzenlemeye başladım. Fakat sonrasında tüm dünyayı etkisi altına alan Pandemi sebebiyle 3 yıl boyunca tek tük okul kampları yaptım.

Ve şimdi X kuşağı Y kuşağı derken neden birde Kamp Kuşağı olmasın dedim. 2022 Mayıs ayında Kamp Kuşağının temellerini attım. Bütün yasal süreçlerimi tamamladım. Hem Beden Eğitimi Öğretmeni kimliğimle hem de Doğa Hayatı tecrübelerimle Aile-Çocuk Doğa Kampları ve Sportif,Sanatsal aktivitelerinin olduğu bir yaz okulu açtım..

 Şimdi kalbine dokunacağım çocuklarımı bekliyorum.

Bu yazımı Ulu Önder Mustafa Kemal’in sözleriyle bitirmek istiyorum.

‘’Şayet bir günün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun.’’

‘’Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak!’’

KURTARICI BİZİZ ! EĞİTİMCİLERİZ !

Biz kurtaracağız,

Biz güzelleştireceğiz,

Biz koruyacağız,

Biz yetiştireceğiz,yeşerteceğiz.

Bu ülkeyi Atatürk’ün yolundan şaşmayan çocuklarla donatacağız.

 Her şey çok güzel olacak.

SEVGİLER

 KAMP KUŞAĞI KURUCUSU

 BENGÜ ÖZGEN